Güncel

Tecavüz aynı zamanda bir darbe kültürüdür!

Cahide Karakaş’tan 10 aylık bebeğe…

15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşandı, engellendi. Yine de şöyle iç rahatlığıyla bir “ohh” çekemiyoruz. Bunun birçok nedeni var elbette.

Ama öncesinde darbe neden kötüdür, onu tartışmak gerek. Çünkü her ne kadar AKP uygulamaları da faşizmin derin kuyularından beslense, her ne kadar devletin tüm aygıtlarını giderek tek elde toplasa… Bizim darbenin açık faşizm uygulamaları ile AKP arasında seçim yapma gibi bir yönelimimiz olamaz.

Darbe kötüdür!

Çünkü darbe aynı zamanda bir tecavüzdür, tecavüz kültürüyle biçimlenmiştir.

Bunun en yakın örneklerinden biri 12 Eylül’dür.

Her türlü vahşi uygulamanın hayata geçirildiği bir karanlık olan 12 Eylül’ün, tüm faşist uygulamaları anlatılır. Ama en çok da erkekler anlatır. Ama kadınlar genelde susar ve 12 Eylül’ün bilinen ama bilinmezden gelinen, üzerinden hızla geçilen uygulamalarını ve bunun açtığı derin yaraları kendilerinde saklarlar!

Oysa 12 Eylül Askeri Faşist Cuntası aynı zamanda özellikle muhalif olan, devrimci ve yurtsever mücadele içerisine tüm aklı ve fikriyle atılan kadınlar için cinsel saldırıyla iç içedir.

 

Diyarbakır 5 No’lu cehennemi…

Almanya’nın Nazi iktidarı ile Şili’nin ünlü darbecisi General Pinochet döneminden öğrenilenlerin 12 Eylül’de uygulandığı pilot bölgelerden olan Diyarbakır 5 No’lu Zindan’da kadın tutsakların yaşadıkları bunun en bariz göstergelerindendir.

9 Ocak 2013’te, Paris’te, yanında iki kadın yoldaşı (Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan) ile birlikte suikast sonucu katledilen Sakine Cansız, burada tutsakken göğüsleri kesilir.

Kadın tutsaklar erkek gardiyan ve askerler tarafından sürekli cinsel saldırı altındadır ve kadınların cinsellikleri ve bedenleri her daim dalga konusudur.

Taciz ve tecavüzler açıktan konuşulmaz ama kadınlar koğuşlarına döndüklerinde herkes cinsel saldırının hayatlarının tam orta yerinde durduğunu bilir.

 

5 No’lu zindanda bir kadın: Cahide Karakaş

Bu kadınlardan biridir Cahide Karakaş*

Riha’dan (Urfa) İstanbul’a göç eden emekçi bir ailenin kızı olan Cahide bir pastanede kasiyerlik yapmaktadır. Bugünler tanışır TKP/ML düşünceleri ile tanışır.

Hatta bir ara çalıştığı pastaneye, Süleyman Cihan** bir yoldaşıyla birlikte gelir ve kasadan ayrılırken Cahide’nin o sıcak ve yoldaş bakışları her ikisinin de aklına takılır. Ancak dönemin illegal mücadele koşullarından kaynaklı sohbet edemezler ama Süleyman Cihan’ın yanındaki yoldaşı Cahide ile Diyarbakır 5 No’lu’da karşı karşıya gelince bu anısını hatırlar.

Bir operasyon sonucu tutuklanan Cahide, darbenin bu en derin cehennem katına getirilir ve bir gün askerler tarafından götürülür.

Geldiğinde ölü gibidir ve yüzü kireç misali bembeyazdır. Sadece ağlar. Ağlar. Kadınlar tüm güçleriyle sessiz ve içine kapanık Cahide’ye destek olurlar. Cahide susar.

Kadınların desteği ile Cahide kendisini toparlar.

Cahide, yargılandığı toplu davanın görüldüğü mahkemede konuşmak ister ama daha ilk cümlelerinde hıçkırıklara boğulur ve susmayı tercih ederek yerine oturur. Mahkeme heyeti bilir ama Cahide’nin susmasını memnuniyetle karşılar.

 

Cahide’nin katili…

Diyarbakır 5 No’lu’nun hiç teslim olmayan kadın koğuşunda; teslimiyetin, ihanetin kol gezdiği bu faşizmin kalesinde kadın yoldaşlığı ve direngenliği ile hayata tutunur.

Tahliye olduğunda geri döndükten bir süre sonra yoldaşları Cahide’nin kendini asarak intihar ettiğini öğrenir.

Ailesinin yanında neler yaşadığını, intihara nasıl sürüklendiğini bilemesek de aslında çok yabancısı değiliz bu duyguların, bu yaşantının ev bu sürüklenişin…

Cahide’nin katili, tecavüz kültürünün ürünü olan darbedir.

Cahide’nin katili, darbe kültürünün, sisteminin bir ürünü olan tecavüzdür.

 

Cahide için, 10 aylık bebek için, kendim için, bizim için…

15 Temmuz’da darbe girişimi Cahide’yi, Cahideleri bir kez daha hatırlattı. Darbe budur, biliyoruz.

Ancak darbe girişiminin engellenmesi sırasında sokakları zapt eden erkekliğin de darbeyi üreten tecavüz kültüründen, tecavüzü üreten darbe kültüründen hiçbir kalır yanı yoktur.

Darbe karşıtı sokağa çıkılan alanların birçoğunu kaplayan erkeklik halleri, AKP’li Trabzonspor yöneticisi Veysel Taşkın’ın “Darbeci p.çlerin karıları, artık milletin ganimetidir” sözleri ile bütünleşmekle kalmadı… Dün İstanbul Avcılar’da kolunda dövmesi olan bir kadının “Şeytan bu” denilerek asitli saldırıya uğraması ile sürdü, bu tür saldırganlıkların devam ettiğini ve edeceğini biliyoruz.

Son olarak da yayınlanan bir videodaki konuşmada bir polisin, bir askerin 10 aylık kızı olduğunu söylemesine karşılık polisin çocuğa dönük toplu tecavüz tehdidi; darbeyi üreten tecavüz kültürünün, tecavüzü üreten darbe kültürünün bu sistemin damarlarındaki kanda mevcut olduğunu bir kez daha gösterdi.

Bir kez daha haykırıyoruz:

Darbeye karşıyız, çünkü darbe tecavüz kültürünü meşrulaştırır.

Tecavüz kültürüne karşıyız, çünkü tecavüz kültürü darbeyi doğurur. Erkeklerin hayatı için olmasa da bizim için her daim bu darbe tehlikesi mevcuttur.

Bu yüzden darbe dönemlerinde de, “demokrasi bayramlarında da” tecavüz kültürüne karşı mücadelemiz devam edecek.

Cahide için, 10 aylık bebek için, kendim için, bizim için…

 

Bir YDK’lı

 

* Cahide’ye ilişkin bilgilerin ayrıntılarına Patika Kitap tarafından yayınlanan Hasan Hayri Aslan imzalı Ölümden de Öte kitabından ulaşılabilir

* TKP/ML’nin katledilen ikinci genel sekreteri olan Süleyman Cihan da 12 Eylül Cuntası tarafından “vur emri” ile aranan bir komünisttir. Gözaltında bir dönem TC’nin İçişleri Bakanlığı’nı yapmış olan Mehmet Ağar’ın başında bulunduğu işkenceci bir ekip tarafından yoğun işkenceye maruz kalır. Ardından bir binadan atılıp ardından kimsesizler mezarlığına defnedilen Cihan gözaltında kaybedilmek istenir. Ancak yoldaşlarının ve ailesinin verdiği mücadele ile devlet mezarın yerini açıklamak zorunda kalır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu