Güncel

Kadın ve çocuk hakları gasp edilmeye çalışılıyor

“Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”nun, Meclis’te düzenlenen bir törenle hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaşmasının ardından Eşitlik İzleme Kadın Grubu yazılı bir açıklama yaparak kadın ve çocuk haklarının komisyon aracılığıyla gasp edilmeye çalışıldığını söyledi.

Komisyon’un kuruluş amacını eleştiren EŞİTİZ, “Türkiye’deki evlenme hızı 7.7 iken boşanma hızı 1.7 olarak tespit edilmiş. Öyleyse neden bir kaşık suda fırtına kopartılıyor? Çünkü bu Komisyon, aslında AKP tarafından üretilen, Türkiye’de boşanmaların önü alınamaz bir sosyal yıkım olduğu algısını pekiştirsin ve bu bahaneyle kadınların yasal haklarının ortadan kaldırılmasına hizmet etsin diye kurulmuştur” dedi.

15 yaş altı evlilikler

Raporda yer alan yer alan önerilerden biri şu: “Türk Ceza Kanunun 103 üncü maddesi ‘Çocukların cinsel istismarı’ suçunu düzenlemiştir. Evlenmeyle sonuçlanan çocuğun cinsel istismarı suçunun, rızai de olsa suç olarak kalması gerektiği, ancak sorunsuz ve başarılı devam eden evlilikler açısından 5 yıl denetim süresi getirilerek, sürenin sonunda ilgili kurumların yetkili uzmanlarınca hazırlanan raporlar da dikkate alınarak koşulların uygun olması halinde, denetimli serbestlik hususunda Türk Ceza Kanununun yürürlük kanununda tarih belirtilerek düzenlenmesi, taraflardan her ikisinin de 15 yaşın altında olması durumunda ise şahsi cezasızlık sebebi sayılacağına ilişkin düzenleme yapılması,”

EŞİTİZ “Komisyon bu önerileri ile çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi halinde suçu ve suçluyu görmezden gelelim diyor” dedi.

Hadımın uygulanması

“Raporda cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanması öneriliyor. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde göre, mahpusun tıbbi tedaviye tabi tutulması ve tedavi amaçlı programlara katılması yönünde infaz hâkimi tarafından karar verilebiliyor. Komisyon, düzenleme ile ilgili yönetmelik çıkartılsın diyerek, hadım uygulanmasının önünü açmak istiyor.”

Arabuluculuk ve uzlaşma uygulanması

“Raporda, kadınlara karşı ev içi şiddetle mücadeleye dair İstanbul Sözleşmesi’nde arabuluculuk, uzlaşma gibi alternatif uyuşmazlık çözümlerinin zorunlu uygulanmasının yasaklandığı belirtiliyor. Ancak, Türkiye’nin çekince koymaksızın taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan bu yasağa rağmen bu yöntemlerin kullanılması öneriliyor. Ayrıca, arabuluculukta/uzlaşmada tarafların eşit olması kuralı görmezden gelinerek, kadınlar erkekler lehine işleyecek bir sürece sürükleniyor. Ayrıca boşanma ve kadına karşı şiddet ‘özel alan’ kabul edilerek devletin sorumluluk alanı dışına çıkartılmaya çalışılıyor. Yargının müdahalesi azaltılırken, dinin müdahalesi artırılıyor.”

Mesai saatlerinde karakollara başvurulamaması

“Raporda, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hal’ tanımının daraltılarak, 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a dayanan başvurularda ‘en azından mesai saatleri içinde mülki amir ve hâkimin görevli olması, mesai saatleri dışında ve resmi tatil günlerinde kolluk amirinin görevli olması’ önerilmektedir. Yani, karakolların kapılarının mesai saatleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınlara kapatılması istenmektedir.

Koruma kararları için delil aranması

boşanmak“Komisyon, 6284 sayılı Kanun’a dayanılarak verilecek tüm tedbir kararlarında ‘delil veya belge’ aranması ve yoksa tedbirin en fazla 15 gün için verilmesini önermektedir. Bu öneri Kanun’un kadınlar tarafından ‘kötüye kullanıldığı’ ve erkeklerin ‘mağdur edildiği’ iddiasına dayanmaktadır. Kadınlar, devlet eliyle şiddet dolu hayatlar sürdürmeye mahkum edilmeye çalışılmakta, Komisyon da bu önerisiyle bu çabayı somutlaştırmaktadır.

Aile hukukuyla ilgili tüm duruşmaların gizli yapılması

“Komisyon raporunda, ‘aile mahremiyetinin korunması’ bahanesiyle, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda duruşmaların gizli yapılması önerilmektedir. Aile hukukunun sadece iki kişiyi ilgilendirdiği, bu nedenle duruşmaların gizli yapılması gerektiği tezinin kabul edilmesi, ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ demenin bir başka yöntemidir. Bunun kabulü devletin sorumluklarını görmezden gelme, kamuyu ilgilendiren yargılamaları kapalı kapılar ardına saklama, kadın örgütlerini sürecin dışında bırakma, kadınları yalnızlaştırma ve zorunlu arabuluculuğa giden yolu açma yöntemidir.

Boşanma davasının reddi

“Medeni Kanun’da, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesinden itibaren üç yıl geçmesine rağmen, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılacağı ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verileceği belirtilmiştir. Komisyon, bu üç yıllık sürenin bir yıla indirilmesini önermektedir. Uygulamada bu 3 yıllık süreyi genellikle boşanmak istemeyen kadınlar kullanmaktadır. Bu süreyi kısaltmak, Komisyon raporunun geneline içkin olan; kadınların boşanmasını zorlaştırmak, erkeklerin boşanmasını ise kolaylaştırma fikriyle uyumludur.

Kadının nafaka hakkının süreye bağlanması

“Raporda, kadınların nafaka hakkının evlilik süresi ile bağlı olarak kısıtlanması, bu sürenin bitiminde kadının sosyal yardım, meslek edindirme, istihdam imkanlarından faydalanmasının sağlanması önerilmiş.

Danışmanlık hizmetin dini temele de oturtulması

“Aile danışmanlığı hizmetlerinin içeriği CEDAW ve İstanbul Sözleşmeleri ilkeleri doğrultusunda olmalıdır. İlkeler açıktır: Kadın hakları, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması,  ayrımcılık karşıtlığı ve kadınların güçlendirilmesi.  Bu nedenle aile terapisi ve rehberlik hizmetleri verenlerin eğitim alanları, psikoloji, psikolojik danışmanlık, rehberlik, sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve eğitimi, sosyoloji, hemşirelik, tıp, öğretmenlik alanları ile sınırlanmıştır. Raporda İlahiyat fakültesi mezunları aile danışmanı olarak görevlendirilmek istenmekte, danışmanlık hizmeti dini perspektife oturtulmaya çalışmaktadır.”

(Kaynak: Bianet)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu