Güncel

Gülsuyu’nda “Eme(K)adın” kampanyası

Yeni Demokrat Kadınlar olarak başlattığımız “Bu emek bizim” konulu çalışmalarımıza Gülsuyu-Gülensuyu Mahallesi’nde devam ettik. “Görünmeyen, yok sayılan, düşük ücrete mahkûm edilen, değersizleştirilen, güvencesizleştirilen bu emek bizim” şiarıyla başlattığımız emek çalışmalarımız için Gülsuyu’nda kadınlarla bir araya geldik.

 

Penyeyi hazır hale onlar getiriyorlar

Günlerce öncesinden başlattığımız “emek üzerine” tartışmalar Gülsuyu-Gülensu mahallesindeki kadınların evlerini ziyaret ederek devam etti. İlk ziyaret ettiğimiz evlerden birinde tekstil atölyelerinden eve iş alan kadınlarla biraraya geldik.

Bir evin önünde toplanan 5-6 kadın tekstil fabrikalarından aldıkları penyelerinin ipliklerini keserek giysiyi hazır hale getiriyorlar. Kadınlar ellerinde makaslarla torbalardaki yüzlerce penyenin ipliklerini keserken bizler onlarla kadın emeği üzerine sohbet etme şansı bulduk.

Kadınlar istenilen zaman aralığında yetişmesi için oldukça hızlı çalışmaktaydı. Burada kadınları Pazar günü saat 17.00’de Nurettin Sözen Parkı’ndaki Çay Bahçesi’nde yapacağımız etkinliğe çağırarak düşük ücrete mahkûm edilen kadın emeğini konuşmak üzere ayrıldık.

 

“Sabah 7, akşam 8…”

Evlere ziyaretimiz devam ederken girdiğimiz bir tekstil atölyesinde kadınlarla çalışma koşullarını konuştuk. Küçük bir atölyede, ikisi atölye sahibi olmak üzere yaklaşık 4 kadın çalışmaktaydı. Fabrikalardan istenilen siparişi yetiştirmek için günlük 12-13 saat çalıştıklarını belirten kadınlar “Sabah 7, akşam 8; burada şu gördüğünüz makinelerde çalışıyoruz. Bazen konuşuyoruz, ama sonra daha hızlı işimize başlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bizler istenilen giysileri zamanında yetiştirmek zorundayız” dediler.

Kadınlar genelde Cumartesi günleri de çalışmak zorunda olduklarını, buradaki işten sonra evdeki mesailerine döndüklerini söyleyerek evdeki kadın emeğinin ne kadar yok sayıldığının altını çizmiş oldu. Kadınları emek konulu etkinliğimize çağırarak, daha derin tartışmalar yürütmek için bir vesile olacağını söyledik.

 

“Daha erken kalkmak zorundayız”

Bir sonraki durağımız “tesadüfen” gördüğümüz bir evde iki kadının eve aldıkları işi nasıl yetiştirmek için çalıştıklarını gördük. Kadınların yanlarına giderek etkinliğimizin duyurusu yaptık, ardından YDK’nın başlattığı emek konulu kampanyadan söz ettik.

Bir süre kadınlara yardım ederken yaptıkları işle ilgili bilgi edinmeye çalıştık. Sorularımızı yanıtlayan kadınların söylediklerinin oldukça öğretici bir yerde durduğunu gördük. Kadınlardan biri “şu gördüğünüz banyo takımlarından yaptığımız 5 bin tanesini 30 liraya yapıyoruz. Ayrıca evdeki işleri yetiştirmek, çocuklarını okula göndermek vb. işler için daha erken kalmak zorunda kalıyoruz” diyerek evin erkekleri tarafından emeklerinin ne kadar yok sayıldığını sözlerine ekledi.

 

“Erkekler yaptığımız işi görmüyorlar”

Diğer emekçi kadın ise söz alarak “erkekler evden geldikten sonra bize siz akşama kadar evde oturuyorsunuz, ne yapıyorsunuz ki diyorlar, yaptığımız işi görmüyorlar. Bizler emeklerimizin sömürüldüğünün farkındayız, ama ne yapabiliriz ki” diyerek kadınların emeklerine sahip çıkmaları için örgütlenmelerin önemini hatırlattı bir kez daha.

Atölyede uzun bir süre sohbet ettikten sonra, deneyimlerimizi, bize dayatılan ev işçisi köleliğine dair konuşmak üzere pazar günü etkinliğinde buluşmak için ayrıldık. Ev ziyaretlerimize devam ederek, etkinlik için çıkardığımız bildirilerimizi de kadınlara ulaştırdık. 4-5 saat boyunca yürüttüğümüz çalışmanın oldukça verimli geçtiğini düşünüyoruz. Yorulmamıza rağmen kadınların olumlu tepkileri yorgunluğumuzu giderdi.

 

İstanbul YDK

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu