Güncel

Peki yarın kaç kadın ölecek?

Her güne yeni bir katliamla ölüm haberiyle başlıyoruz. “Şu kadar bıçak darbesi aldı”, “aldattı”, “tahrik etti”, “yanlış yaptı” söylemleri altında kadına yönelik her türden şiddeti meşrulaştırmakla meşgul olan bir medyanın cenderesindeyiz. Sanki bütün kadınlar “suçlu” katiller de “bir bildikleri var olan”lardı.

Boşanmak, geçinemediğini söylemek, ayrılmak istediğini belirtmek, “biraz açık” giyinmek öldürülmeye yol açmakla birlikte hukuk sistemi açısından da katilleri kurtaran tahrik indirimleri almalarına neden olmaktadır.

 

Bir televizyon kanalını açıyoruz,

bir gazetenin 3. sayfasını çeviriyoruz

Bir kadın cinayeti; Samsun’da yaşayan ve 4 yıldır evli bulunan Damla Ay adındaki kadın boşanmak istediği eşi tarafından öldürüldü!

Bir başka; İstanbul esenyurt’ta irem K. Erkek arkadaşı tarafından vücudunun çeşitli yerlerinden aldığı darbelerle öldürüldü!

Bir başkası; Adıyaman’da 19 yaşındaki Zeliha Ç. kafası taşla ezilip kalbine aldığı bıçak darbesiyle bir ormanlık alanda ölü bulundu!

Devam ediyoruz; Uşak’ta 4 çocuk sahibi olan 47 yaşındaki Nermin Şen 15 yıl önce ayrıldığı eski eşi tarafından katledildi! Polis tarafından “koruma altına alınan” kadın başka biriyle evlenmek istemesi üzerine katili tarafından bir süre tehdit edilmiş, kadının şikayeti üzerine 10 gün hapishanede yaşadıktan sonra serbest bırakılmış!

 

Tecavüzcülere, katillere ödül!

Bir kalemle 4 kadının katledilişini yazmak zor gelmeli ama kadın ve ölüm kelimeleri o kadar birlikte kullanılır, öyle rahat konuşulur oldu ki! Peki bu denli kadın cinayetleri yaşanırken; katiller, tecavüzcüler, tacizciler; nerdeler, ne yapıyorlar sizce? Hapishanedelerse şayet ne kadar süre orada duracaklar?

Şimdiye kadar birçok kadın cinayeti davasından biliyoruz aslında bu soruların cevaplarını. “Tahrik edildim”, “aldatıldım” diyen katillere tahrik indirimleri veren ya da salan; tecavüz davalarında tecavüzcüyü kadınla evlendirerek “çözen” mahkemelerden biliyoruz bu soruların cevabını.

Son çıkartılan 6411 Sayılı Denetimli Serbestlik Kanunu’nu da bu gözle okumak gerekir. TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayladığı yasayla Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebileceği” şeklinde eski kanunda bir değişiklik yapıldı.

Bu değişikliğin anlamı kadına yönelik tehdit, yaralama ve hakaret suçunu işleyen erkeklerin tahliyesinin yolu açılacağıdır.

Kadına yönelik işlenen her türden şiddete rağmen “erkeği aklamak için” elinden ne gelirse yapan devlet daha resmi yollara başvurarak kararlarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Devlet Zaten çok az bir ceza veriyor üstüne o “cezayı” bile ertelemeye, uygulamamaya çalışıyor. Bu kanun kadına yönelik baskının tehdidin şiddetin katlanarak artmasına sebep olacak. Devlet şiddeti teşvik edici, katilleri-tecavüzcüleri-istismarcıları ödüllendiren yasalar çıkarmaya devam ederken acaba yarın kaç kadın öldürülecek diye düşünmek istemiyoruz.

 

Ankara’dan bir YDK’lı

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu