Güncel

Adalet artık sokakta aranmalı

Mersin: 11 Şubat tarihinde vahşice katledilen Özgecan Aslan için yapılan eylemlerle ilgili Mersin Üniversitesi’ndeki genç kadınlarla konuştuk. Kadınlar artık adaleti sokaklarda aramak gerektiğini; bu devletin yargısının sağlayacağı adaletin gerçek adalet olmadığını dile getirdiler.

YDK: Genel olarak Özgecan için yapılan eylemlerde ortaya çıkan tablo kadınların adaleti devletin yargısında ve bu sistemde aramadıkları yönlüydü bu konu ile ilgili sen ne düşünüyorsun? Sence adalet nasıl sağlanmalı ya da adalet kimde?

Delal: Dün Selahattin Demirtaş’ın bir konuşmasını dinledim. Hükümetin otobüslere yerleştirmeyi düşündüğü ikaz butonlarını eleştiriyordu. Böyle kadın sorunu çözüm mü bulacak ya da kadın erkek eşit mi olacak? Sorun tam da bu düşünce, kadın sorunun çözümü otobüslere koyulacak bir buton olabilir mi?

Şiddet içerikli cezalara genel olarak sıcak bakmıyorum. Evet, bu yaşanan olay artık insanlıktan çıkıldığının göstergesi vahşice hatta canice bir şey. Bu kişiler kesinlikle tedavi edilemez ancak bu olaylara bizlerde vahşetle cevap veremeyiz. Bu bizim o düşünceyi o zihniyeti yeniden yaratmamız olur.

TBMM’de bulunanların birçoğu erkek. Bence artık erkekler susmalı. Meclisteki kadın vekiller bu konuyu kadın hassasiyeti ile ele almalı. İkaz butonu ya da diğer çalışmalar çözüm değil ayrıca erkek vekillere karşı da güven duymuyorum. Ekmek almaya çıktığımda bile her adama potansiyel tacizci, tecavüzcü gözü ile bakıyorum ve ne malum ki mecliste bu konu ile ilgili konuşan erkeklerin böyle bir eğilimi olmadığı bu yüzden bu konuyu kadın vekiller ve kadın örgütleri yorumlamalı. Yorumu da katkıyı da değiştirme sürecini de kadınlar yapmalı.

Devlete hiçbir şekilde güvenmiyoruz!

Deniz: Devlet hiçbir konu ise ilgili düzeni sağlayamamaktadır. Bu tarihsel bir gerçekliktir. Toplumların devletleşmeye başladığı günden beri toplumlarda böyle olaylar sıklıkla görülmüştür. Umut insanlarda halkta, kadın mücadelesinde bu sorunun çözümü. Kadınların bir şeylerin farkına varıp ayaklanmasında, sokağa çıkmasında. Ezilen tüm canlıların cinslerin savaşmasında görüyorum. Genel anlamda devletin yetersizliği halkın tepkisizliğinden kaynaklanıyor. Eğer halk hiçbir şey yapmazsa; devlet zaten bunu istiyor devlet hiç bir şey elbette yapmaz. Bugün kadınlarımızı, çocuklarımızı, LGBTİ’leri devletten koruyabiliyor muyuz?  Hayır, sokaklarda eylemlerde nasıl öldürüldüğümüzü biliyoruz. Devlete hiçbir şekilde güvenemiyoruz.

Seher: Bizim toplumumuzda cinsellik normal bir şey değil. Bastırılmış gizlenmiş bir güdü. Cinsel taciz ve tecavüz olayları da bu yüzden bu toplumda bu kadar sık görülüyor. Her yaşın cinsel bir ihtiyacı vardır ve bu ihtiyaçlar gereken yaşlarda karşılanmalıdır ancak bu toplumda bu pek de böyle değil. Bu yüzden altmış yaşında bir adam on beş yaşındaki bir tadını taciz ediyor. Diğer toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda da cinsellik yemek, içmek, giyinmek gibi karşılanan bir ihtiyaç olsaydı bu vahşetler belki de yaşanmayacaktı. Bu olayların son bulması ya da bu konularla ilgili ilerleme kazanabilmemiz için cinsellik bir tabu olmaktan çıkmalı. Ve elbette ki çözüm de adalette kadınlarda. Kadınların sokağa dökülmesinde

Nazlı: Kadınlar kendi güçlerinin farkına vardı, sokağa çıkmaya başladı. Devletin adaleti sağlayamayacağını ya da sağlamadığını fark ettiler. Adaletin kendi ellerinde olduğunu anladılar. Yani adalet biz kadınlarda.

Gerçek adalet sokaklardadır!

Dilay: Bu sistemin sağlayacağı adalet gerçek adalet değildir. Günlerdir alanlarda dediğimiz gibi; “erkek adalet değil gerçek adalet” istiyoruz. Gerçek adalet ise sokaktadır. Kadınların sokaklara inmesi, hesap sorması ile gelecek olan adalet gerçek adalettir.

YDK: Ana akım medya yaptığı haberler ile bu vahşeti yeniden üretmekte! Yaşanan katliam ile ilgili medya’nın tavrını olayları ele alışını nasıl değerlendiriyorsun?

Gözde: Bu olaydan sonra ünlüler sosyal medyada bir sürü video paylaşıp kadın olmak zor dediler. Hayır kadın olmak neden zor ? Kadın olmak zor olmamalı, kadınlar erkeklerden daha güçlü iken kadın olmak zor olmamalı. Kadın olmak zor diye bir kampanya başlatmak kadını ötekileştirmek, bu olaylara çözüm bulamamak demek aslında. Yapılan haberlerde acıma duygusu ön plana çıkarılmaya çalışılıyor. Biz hiç bir zaman bir erkek ile ilgili herhangi bir olayda acıma duygusunun bu kadar ön plan çıkarıldığını görmedik. Bu haberlerle beraber korku politikası yeniden üretiliyor.

YDK: Kadın mücadelesi için Özgecan nasıl bir önem taşıyor? Yapılan eylemler kadın mücadelesini nereye taşıdı?

Nazlı: Kadınların bilinçlenmesi ve kendilerinin farkına varması kadın mücadelesi için çok önemli bir yerde duruyor. Özgecan’ın katledilmesi ile birlikte kadınlar kendi adaletlerini aramaya başladılar. Aslında bir bütün olarak baktığımızda ise Özgecan kadın katliamlarının gün yüzüne çıktığı ve milyonların sokağa döküldüğü bir noktadır. Kadın mücadelesinin ise simgeselleşen isimlerinden biri olacaktır.

 

Dilay: Özgecan ilk değildi son da olmayacak bunu hepimiz biliyoruz. Özgecan’ın defnedildiği gün ard arda başka kadın cinayetlerinin haberini aldık. Ve hepsi yine vahşice katledilen kadınların haberleriydi. Özgecan’ın katledilmesi bütün kadınları sokağa döktü ancak kadınların tek çatı altında toplanıp; erkek egemen zihniyete karşı mücadele etmeleri gerekiyor. Aynı tabanda örgütlenmek kadın mücadelesini bir ileriki noktaya taşıyacaktır. Esas çözüm ise kadının mücadele etmesinden geçmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu